17/25 FETÖ ile mücadele başlangıcı sonrasında Akdeniz Üniversitesi FETÖ Komisyon Başkanlığı yapan, şimdinin Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet Altınkaya hakkında, dönemin AÜ Daire Başkanı Hüsnü Gülez tarafından Antalya Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Ünal’ın yardımcılığını yapan ve mücadele döneminin başlangıcında FETÖ Komisyon Başkanlığı yaptığı esnada SIFIR iltisaklı pek çok akademisyenin ihracına atılan imza skandalıyla gündeme gelen Altunkaya’nın, döneme ait mobing yaptığı ortaya çıktı.


Altunkaya, ihraç kararlarını YÖK’ün verdiğini ileri sürse de, Rektör Mustafa Ünal’ın mahkeme kayıtlarına geçmiş ifadesinde, kendilerinden FETÖ’cü olanların listesinin yapılmasının istendiği ve buna istinaden apar topar bu listeyi hazırladıkları geçmektedir.

Nitekim ihraç kararları sonrasında, ihraç edilenlerden mahkeme kararı ile SIFIR iltisak alanlar, Altunkaya hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlardı. Suç duyurusuna istinaden yapılan araştırma sonrası Altunkaya’nın oğlu Eren Altunkaya’nın 2013/2014 eğitim öğretim yılında, FETÖ\PYD bağlantısından sonradan kapatılan, Özel Toros Akdeniz’de okuduğu belirlenmiş.
Yine FETÖ’nün Antalya il imamı, dönemin Rektör Yardımcısı MEŞHUR FİRARİ Ömer Geçici ile 15 kez telefonla görüştüğü de belirlenmiştir.

AÜ yargılamaları sırasında sosyal hesaplardan Geçici’yi takip ediyor olmak suç isnadı olarak sorulmuş, ne var ki üniversite adına bugün tüm yasal süreçleri yöneten ve takip eden FETÖ ile sözde mücadele eden hukukçu Rektör Yardımcısı Mehmet Altunkaya’nın hala Twitter üzerinden Firari Ömer Geçici’yi takip etmeye devam ettiği göz ardı edilmiştir.

Altunyaka ve dönemin Rektörü Mustafa Ünal’ın birlikte yaptığı listeye istinaden; AÜ’de gözaltına alınan 172 kişiden, 60 kişiye takipsizlik verilmiş ve kalan 110 kişi için iddianame hazırlanmıştır. Yani doğrudan gözaltına alınan 3 kişiden biri takipsizlik almış, bir hayli zorlanarak iddianameye giren 110 kişiden ise daha şimdiden 71 tanesi beraat etmiştir. Hüküm giyen üniversite personeli sayısı 13’dür. 26 kişinin ise yargılanması devam etmektedir. İhraçlara gelince; Akdeniz Üniversitesi’nden şu ana kadar FETÖ iltisakı gerekçesiyle toplam 121 kişi ihraç edilmiş, bu ihraç edilenlerin şimdiye kadar 13’ü hüküm giymiştir. 28 kişinin mahkemesi devam etmekte, ihraç edilen 80 kişi ise mahkeme kararıyla beraat etmiş veya hakkında 2 yıldan uzun süredir hiçbir adli işlem yapılmamıştır.

Altunkaya’nın başında olduğu komisyon, pek çok akademisyenin aleyhinde yalan ifadeyle ihraç sayısını yüksek tutarken, 6 yıl 3 ay ceza almış akademisyeni göreve iade etmiş, ihracına karar verdiklerinin büyük kısmı beraat etmiştir. Bu korkunç bir istatistiktir.

Aynı zamanda tüm kumpas, hedef şaşırma, adaleti yanıltma, görevi kötüye kullanma, FETÖ ile mücadelede etkisiz kalma iddialarını pekiştirmektedir. Çünkü başından beri vurguladığım üzere başta rektörlük olmak üzere AÜ’de çok daha fazla kriter taşıyan kişilere dokunulmamıştır. Beraat eden insanların arasında değil FETÖCÜ olmak, üniversitede FETÖ ile en çok mücadele eden insanlar olduğu düşünüldüğünde ortada büyük bir kumpas olduğu çok açıktır.

Hüsnü Gülez’e Yapılan Mobing Ortaya Çıktı

FETÖ ile mücadelenin en bilinen ismi Eski Daire Başkanı Hüsnü Gülez, o dönemde bu ihraç kararlarına karşı çıkmış, mağdurlarla birlikte suç duyurusunda bulunmuştu. Altunkaya ile ilgili toplam 4 açık, 1 gizli tanığın FETÖ ile iltisaklı olduğuna ilişkin ifadesi var. Bu iddiaları Altunkaya’ya sorma gereği duymayan Savcılık, iddialardan sadece KURALDER’e üye olmadığının altını çizmiş, buna rağmen bu dernekte eğitimci olduğu veya seminerler verip vermediği iddiasını yanıtsız bırakmış. 2015 yılında bile FETÖ yapılanmasına bağlı Kuralder’de seminer vermeye giden Altunkaya’nın bu ilişkileri kendisine sorulmamış.

Tüm delillere, şahitlere ve FETÖ ile iltisakın ortada bulunmasına rağmen takipsizlik verilen suç duyuruları sonrası pes etmeyen Gülez’e, dönemin FETÖ Komisyon Başkanı olan Mehmet Altınyaka’nın uyguladığı mobing ortaya çıktı.

Hüsnü Gülez’den Mehmet Altunyaka’ya Suç Duyurusu

Akdeniz Üniversitesi eski Daire Başkanı Hüsnü Gülez, konumu gereği sahip olduğu geniş bilgi ve belgeleri FETÖ ile mücadele için kullanmış, FETÖ davalarında açık tanıklık yapan, son derece önemli bir isim.

Gülez’in savcılığa bulunduğu suç duyurusunda son derece çarpıcı ayrıntılar yer alıyor. Gülez Antalya Cumhuriyet Savcılığına Mehmet Altunyaka için bulunduğu suç duyurusunda şu iddialarda bulunmuş:

“Altunkaya, YÖK tarafından gönderilen yazıyı hiçe sayıp, kamu görevime dönebilmem için Rektör Mustafa Ünal ve diğer şahıslarla ilgili verdiğim ifadeleri geri çekmem halinde Üniversiteye vereceğim dilekçeyi alacaklarını şart koşmuş, bir nevi şantaj yapmıştır. Benim bu tarihe kadar verdiğim ifadeler doğrudur, aynen tekrar ederim. Verdiğim ifadelerin hiçbirini değiştirmedim, çünkü devletimin FETÖ ile mücadelesinde bir vatandaş olarak üzerime düşeni yaptım. Bunun için bundan sonra da ne gerekirse yapacağım. Prof. Dr. Mehmet Altunkaya isimli şahsın ahlaksız teklifini de kabul etmedim.”

resim846297


Gülez’in savcılığa delil olarak verdiği mesajlarda Mehmet Altunkaya, göreve dönebilmesi için şu teklifte bulunduğu iddia ediliyor:
‘Hüsnü Kardeş, sen bu YÖK’ten 27.2’de giden gelen yazıyı gerekçe göstererek Rektörlüğe yeniden soruşturma yapılsın diye dilekçe versen ya.’ Gülez bu mesajı, ‘Tamam hocam yarın verebilirim. Bugün il dışındayım. Teşekkür ederim.’ şeklinde yanıtlıyor. Mesajın devamında Altunkaya şu mesajı atıyor: ‘Hüsnü Kardeş, istersen Rektör, Yönetim ve Kürşatlar ile ilgili şikayetlerini geri çekme dilekçelerini de aynı anda ver.’ Gülez’in, ‘Hocam önemli olan Ankara, konuşalım’ şeklindeki cevabı üzerine Altunkaya ‘O zaman yeniden konuşana kadar her şeyi durduralım, dilekçe de vermeyedur’ şeklinde bir mesajla görüşmeyi sonlandırıyor.

Savcılık bu görüşmeyi, “yapıldığı iddia edilen” şeklinde tanımlamış, ancak mesajların doğru veya orijinal olup olmadığını Altunkaya’ya sorma ihtiyacı hissetmemiş ve iddialara göre bu “ahlaksız teklif”i de “üniversite yönetimi hakkındaki şikâyetlerini yeniden değerlendirmesini istemesi şeklinde yorumlamış. Bu bilgiler devletin resmi evrakı ve soruşturma dosyasında da yer alıyor.



Kaynak: Banu Barlas