IŞİD Algı Yönetiminin Çakma Piyonu

Dünyanın gündemine oturan ve hemen her gün gündemi işgal eden bir IŞİD var artık. Asan kesen, kurşuna dizen, kahraman edasıyla eğitim alan, becerikli, çevik, dinamik... Hatta 500 kişiyle 4 bin kişiyi esir alabilecek kadar donanımlı ve güçlü...

Tekbirllerle savaşan, ilahilerle cihad savaşı montajlayan, doğuştan komando, son derece atik, döğüş sanatlarında usta, peynir ekmek gibi PKK'lı bulan ve kurşuna dizen, sınırsız parası, muhimmatı, benzini, aracı ve askeri olan, İslam naralarıyla insanları esir alan ve öldüren,oradan oraya tasfiye eden KAHRAMAN IŞİD...

Tabii YERSENİZ...

Pekii yemezseniz? Yemezseniz görürsünüz ama size gösterileni, görmenizin istenildiğini değil, gösterilenin arkasında saklanan gerçekleri.

PKK ile IŞİD'in menşeinin aynı olduğunu ve dünya üzerinde İsrail'den başka bunları besleyecek ekonomik güce sahip olan bir ülke bulunmadığını görürsünüz mesela.

Savaş suç sayıldığı için, insanlık suçu ve ayıbı olduğu için, alenen savaşamayanların maşasıdır terör örgütleri. Yoksa bugüne dek hiçbir terör örgütüne ülke veya toprak bahşedildiği görülmemiştir.

Terör örgütleri daima arkasındaki güce hizmet eder ve o gücün paralı askerleridir. Karıştırılmak, etkilemek, kaos yaratmak, algı yönetimi yapabilmek için bire birdirler.

IŞİD'e ait yüzlerce video yayınlandı. Bunlardan pek çoğu IŞİD'i kahraman edasıyla sunuyor, her türlü eğitimden geçiyor, dövüş sanatlarında usta, cabbar bir at binici, davası varmışçasına inanmış bir görsellik sunuyor.

Oysa dikkatli baktığımız zaman, sözde Orta Doğu'yu kasıp kavuran IŞİD'in tüm videolarının tiyatrodan ibaret olduğunu görürüz. IŞİD sözde PKK'yı temizlerken, Türkiye'nin sempatisini kazanması planlanıyor.

İslam adına savaştığını öne süren IŞİD'in "Allah'ın verdiği canı Allah alır" buyruğundan da haberi yok belli ki. İslam naralarıyla sözde kasıp kavurduğu Orta Doğu'da yegane amacı işgal edilebilir bir alan oluşturmak ve gerekli görülen yerlere karşı saldırıda bulundurulmak.

Bu amaçlarla çıkılan yolda, başları kesilmek suretiyle sergilenen sahne ve benzerleri dünyaya korku salabilmeyi amaçlamış ve bunda da başarılı olmuştur.




Görünenin arkasında oynanan oyunlara ve sergilenen senaryoya bir de başka gözle bakalım…

IŞİD adıyla yine 'Algı Yönetimi' yapılıyor

1)     IŞİD’in kurşuna dizdiği insanları izleyin görüntülerde. Kan yok, bir avuç IŞİD yüzlerce PKK’lıyı esir almış sözde. PKK’lı olarak lanse edilenlerin tipine bir bakın, akça pakça, vücutlu yapılı. Yine bu SÖZDE esir alınanlar kurşuna dizilmeye ne hevesyilmiş ki, koşarak büyük bir hevesle gidiyorlar IŞİD’in karşısına. Ve başta da belirttiğim üzere, hevesle kurşuna dizme platformuna yerleşiyorlar, sözde ateş ediliyor, ancak bu ateş kuma yapılarak toz dumana karışıyor ve tek bir damla kan görüntüsü bulunmuyor.
2)     IŞİD ve arkasındaki güçlerin şu an sahneledikleri bu tiyatrolarda, sözde 300 PKK’lıyı bir arada yakalamış, 35 sene boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin yapamadığını bir çırpıda ve büyük bir beceriyle yapıvermiş… Oysa ki görüntülerde yakalananların PKK’lı olduğuna dair en ufak bir delil olmadığı gibi, kurşuna dizme senaryosu bile tamamen safsatadır. AMAÇ Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Ordusunu İTİBARSIZLAŞTIRMAK!
3)     IŞİD adı altında oluşturulan ve SÖZDE Irak Şam İslam Devleti, İslam devleti kurmaya yönelik hareket ettiği izlenimi yaratan, cihat ettiğini iddia eden, Irkçılıktan öte İslam kimliğiyle yola çıkan bir MÜSLÜMAN topluluğu izlenimi oluşturmak istemiştir. Oysa ki tüm Müslümanlar bilir ve ona göre davranır ki; “ Allah’ın verdiği canı Allah alır”. Asmak, kesmek, terör eylemi yapmak İslamiyetle uzaktan yakından bağdaştırılamaz. Bu nedenledir ki, bu yolla amaçlanan yegane şey İslamiyet ve Müslümanlık konusunda olumsuz düşünce ve endişe yaratmaktır. Tüm dünyanın gözünde İslamiyeti kötülemek ve bu yolla Müslümanları asimile ederek yok etmeye yönelik düşünceyi mübah kılmaktır.


HEDEF YİNE TÜRKİYE

Önümüzdeki dönemlerde meydana gelecek konjonktüre göre IŞİD farklı platformlarda da sahne alacak. Sahnelenen tüm bu oyunlardaki hedef ülke, her zamanki gibi yine TÜRKİYE…

Üzerimize oynanan oyunları görmemek mümkün değil… 35 sene boyunca Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelirinin % 40’ını terörle mücadeleye harcamıştır. Bu yolla hem ileriye bakamamış, gelişim sağlayamamış hem de Orta Doğu, Müslümanlar ve Türkler’e yönelik yapılan katliamlara ses çıkartamamıştır.

Şu an İsrail ve Amerikanın sahnelediği IŞİD tiyatrosuna Avrupa ülkelerinden sözde tepki gelmiştir. Orta Doğu’da yaşanan terör Avrupa ülkelerini niye bu kadar endişeye sevketmiştir? Türkiye’yi umursamayan Fransa bile müdahil olmaya çalışıp uçak kaldıracağını açıklamıştır. Yıllarca sınır güvenliğimizi tehlikeye sokan ve insanlık ayıbı işleyen PKK’ya göz yumulup ‘terör örgütü’ ilan edilmemişken, kendilerine zerre kadar zararı dokunmayan bu IŞİD niye bu kadar obje edilmiş ve önemsenmiştir?

Yine IŞİD’i bu kadar önemseyip terörü kınayan Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkeleri, Gazze’ye yönelik işlenen insanlık ayıbına niye sessiz kalmaktadır? Bayram demeyip, ibadethane demeyip, çocuk parkı demeyip, sivil halk demeyip bombalayan, öldüren ve bu yolla alenen insanlık ayıbı işleyen katliamcı İsrail’e neden “Savunma hakkını kullanıyor” şeklinde bir yakıştırma da bulunulmuştur?!

ABD "IŞİD'i Vurdu" delilen noktada, IŞİD'in eğitimlere ve teröre tam gaz devam ettiği de alenen görülmektedir. Dünyaya karşı şov yapan ABD'nin Orta Doğu'da oluşan bir terör örgütü umurunda değildir, ki zaten bu örgütün bizzat sahibidir. Devlet olarak yapamadıklarını ve tüm kötü emellerini gerçekleştirmek için oluşturduğu çakma İslam Ordusudur. Uydudan her hareketi görebilen Amerika, PKK ve dağdaki hareketlilik konusunda Türkiye'ye sözde istihbarat sağlarken kullandığı teknoloji ile bitirmek istediği her türlü terör hamlesini gayet rahat bitirebilir!

Bu çifte standartın nedenini hala anlayamayanlar bu saatten sonra bence kapasitelerini hiç zorlamasınlar. Lay lay lom yaşamlarına devam etsinler, bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın desinler, IŞİD’in PKK’yı öldürdüğünü düşünüp sevinsinler.

Söylenecek daha pek çok şey varken, size dünyada dönen dolaplara yönelik tek bir telkinde bulunabilirim; hiçbir zaman size gösterilene itibar etmeyin… Unutmayın ki gösterilen bizim görmemizin istendiğidir daima. Gerçekler ise görünenlerin arkasında sahne almaya devam etmektedir.

Amerika ve İsrail gibi devlet geçmişi olmayan toplulukların, parayla kurdukları ordularının yegane talim alanı Orta Doğudur. Amerika'nın dünyanın öbür ucundan buraya burnunu sokmasının yegane sebebi sömürüdür ancak çakma kahraman paralı askerlerine kurşunu boş bir talimde attırmak yerine, canlı hedeflerin üzerine mermi ve bomba yağdırmayı çok daha makul görmüştür.

Suriye, Irak, Mısır şu an Orta Doğu’nun Avrupaya sunmaya çalıştığı bir pastadır. Yegâne amaç bu pastadan dilim almak isteyenlerin karşısına dikilecek bir Türkiye Cumhuriyeti’nin de bulunmamasıdır. Dünya bor madeni rekoltesi buradayken, hedeflenen ve tam bağımsız olacağımız tarih olan 2023 e ulaştırılmamamız için her yol denenmeye devam edilecektir.

Düşmanını küçümseyen ve kendi varlığının önemini bilmeyen ülkeler yok olmaya mahkûmdurlar. Bundan 91 yıl önce akıllıca düşülerek, savaş suçlusu olmadığımız halde çeşitli oyunlarla anlaşmalara sürüklenen Türkiye Cumhuriyeti’nin önü ve gelişimi, kendi madenini çıkartamamakla ve boğazlarını bedava kullandırmakla kesilmiştir. Düşman bugüne yönelik hamlesini 91 yıl önce yapmış ve “Şah” demiştir. Mat olmamamız ve bu anlaşmanın bittiği tarih olan 2023 e kavuşmamız için birlik ve bütünlüğümüzü korumamız gerekmektedir.

Ayrılmamanız gereken yegâne fikir; düşmanın tam 91 yıl önce önümüzü kesecek plan yaptığı kadar zeki ve bu uğurda terörü ülkemizde besleyecek kadar kararlı olduğudur.

Banu Barlas Okumuş


Kaynak: Banu Barlas