Aday adayıyım diye ortada gezenlerin çoğunun TEK derdin çıkar olduğunu üzülerek görüyoruz. Aday olursa gezecek, aday olursa harcayacak, aday olursa proje üretebiliyorsa üretecek.

Aday adayıyım diye ortada gezenlerin çoğunun TEK derdinin çıkar olduğunu üzülerek görüyoruz.  Aday olursa gezecek, aday olursa harcayacak, aday olursa proje üretebiliyorsa üretecek.


Farkında mısınız, aday adayları halkın ne düşündüğünü zerre umursamıyor. Genel merkeze oynuyor ve aday olmadan ne geziyor, ne herhangi bir projeden bahsediyor ne de reklam yapıyor. Böylelikle partilerine ve halka değil sadece KENDİLERİNE hizmet ediyor.  Kuruş emek ve para harcamadan aday olursa ne ala...

 

Aday olunca kazanmaya giden yoldan sonra elde edeceği çıkarlar için ANCAK yaparım derdinde hemen hepsi. Halk beni beğensin, istesin, bana inansın, arkamda dursun, kamuoyu oluşsun, genel merkeze HALK baskısı olsun derdinde değil hiçbiri!

 

Kimisi sabun köpüğü gibi… Aday olamayacağını bildiği halde kendisini ortaya atıyor, seçilmiş, seçilecekmiş edasıyla kurum ve esnaf dolaşıyor. Bu türlerin derdi aday adaylığı ile kendi isimlerini duyurabildiği kadar duyurmak, kendilerinin ve işlerinin tanıtımını, reklamını yapmak. Sonrası da malum, söylediğim gibi sabun köpüğü…

 

Kimi aday adayı da balon gibi…  Aylar önceden ortaya çıkıp kendisinin aday olacağından emin bir şekilde spekülasyon yaratıyor. Her yerde adaylıkta isimleri geçiyor, ancak ne genel merkezde ne de halkta karşılıkları olmuyor, olamıyor… Bunlar da nüfuslarını, işlerini, paralarını kullanıp, algı yönetimi ile aday olma derdinde. Sonrası da malum, balon gibi…  

 

Geçmişte aday olmadan çıkıp kendilerini tanıtırlardı, kanal kanal gezip araç giydirirlerdi. İyi veya kötü proje sunar, halkın gönlünü kazanmaya çalışırlardı. Şimdi muhtarlar belediye başkanı gibi vaatler verip kendilerini tanıtır oldular. Ne de olsa halkta karşılık olmadan seçilemeyecek  sadece onlar. Her ne kadar temayül veya parti içi önseçim yapanlar olsa da, bu seçim sonuçlarına bakılmadan, halkta ve delegelerde karşılığı olanlar yerine partiler tarafından atanmışları seçmek zorunda bırakılıyoruz. 

 

Sonuç şu ki, artık geçmişteki gibi seçim vaatleri yok, proje yok ve dolayısı ile aday adaylarının HALKTA karşılığı da yok. Alenen, “ Yemeye, içmeye, koltuğun gücüne ve ranta adayım” diyorlar!