Antalya’da her şey sınır ötesi operasyonu ile zirve yapan Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun başarısının ardına sığınmayla başladı…

Antalya’da her şey sınır ötesi operasyonu ile zirve yapan Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun başarısının ardına sığınmayla başladı…

Her şey dediysem, Antalya’nın geçtiğimiz seçimlerdeki başarısızlıkları, halk tarafından yönetimin istifasının istenmesi gibi kısımlardan sonraki her şey…

Malum Antalya’da son seçimlerdeki aleni başarısızlıkla ilgili fatura il yönetimine aitti. Körlerin, sağırların birbirini ağırladığı ancak Ak Parti adına hiçbir gelişimin sağlanamadığı Antalya İl Yönetimi, son referandum hezimetinin suçlusu olarak Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i göstermişti. Türel’in 7 düvele yayılmış belediyecilik başarılarını gündeme getirmek yerine, “yol yapımı yüzünden oy kaybettik” demek hangi anlayışa sığar onu da sormak lazım…

İl Yönetimi Başarısızlığın Adresi Olarak Türel’i Göstermişti!

Halk Türel’le birlikte modern şehircilik anlayışını gördü… Bugün tüm Türkiye’de örnek olarak gösterilen Türel’in projeleri esnasında çekilen her sıkıntı, rahatlık olarak halka geri döndü. İyi projelerin değeri bitince anlaşılır. Nitekim yerel yönetimlerdeki strateji ile anayasa değişikliğinin de zerre alakası yok zaten. Ak Parti’ye oy verenler hizmete ve zihniyete oy verenler olarak ikiye ayrılıyor. Ak Partililik ise Adalete ve halka önem veren kısım ile, kendini kalkındırmakla meşgul AKP’li kısım olarak ikiye ayrılıyor.

Türkiye genelinde halkın yani Ak Parti seçmeninin neredeyse tamamı yönetimlerden şikâyetçi. Antalya şikâyetlerin hat safhada olduğu illerin başını çekiyor, kazan kaynıyor ancak minareyi çalan kılıfını hazırlıyor… Fedakar, cefakar, dava insanları “Koltuk” ve “Para” nitelendirilmelerinden uzak kalarak Ak Parti’ye destek olurken, canla başla DAVA için mücadele eden halkı HİÇ sayan kalkınmacı yönetim de, koltuklara yapışmış, utanmadan, sıkılmadan, gocunmadan hala o makamları işgal ediyor!

Gelelim tüm bunların bakanımız Çavuşoğlu ile nasıl bağdaştırıldığına… Geçtiğimiz ay, Sayın Çavuşoğlu’nun dışişlerinde gösterdiği başarı sonrası Antalya’da il danışma meclisi toplantısı yapıldı. Her yer balonlarla süslendi, ortalık düğün alanına döndü. Cümbüş yerine dönen bu kutlama sonrası; Rıza Sümer ve ekibinin Çavuşoğlu'nun gölgesine sığınması dikkatlerden kaçmadı. Sümer ve ekibi, Çavuşoğlu rüzgarını arkalarına alıp, il yönetimine devam edecekleri imajını oluşturmak istedi. Bu yolla il yönetimi seçimine kadar muhalifler Çavuşoğlu'ndan çekinerek susacak, Sümer'de direniş veya rakiple karşılaşmadan sessiz sedasız il başkanlığına devam edecekti.

Yanlış hesap önce halktan sonra da halkın sesine önem veren Çavuşoğlu'ndan dönecek...

Halk Sümer ve ekibinin algı yönetimini yemedi. Zira halkın istemediği yönetim Bakanın arkasına sığınarak göz boyayamazdı. Sayın Bakanımız Çavuşoğlu'da zaten bu algı yönetimine kendini alet ettirmezdi. Bu bağlamda edindiğim bilgilere göre, Antalya'ya küskünleri  BİRLEŞTİRİCİ sürpriz bir isim geliyor. Şimdilik ismini vermek istemediğim il başkanı adayı teklifi henüz kabul etmemiş ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baskılarına karşı koyamayacağı düşünülüyor.

Şu bilinsin ki; Antalya Ak Parti tabanı, yani AKP’nin sözde demokrasi ile delege seçimine ve temayüle dahi çağırmadığı HALK, mevcut yönetimden ve uzantılarından memnun değil. Tabandan uzak olan yönetimden hizmet namına zaten bir şey görmek mümkün değilken, halkı kale almayarak bozuk zihniyetlerini de belli ettikleri için, mevcut yönetimin veya uzantılarının devam etmesi halinde Antalya’da Ak Parti tam da FETÖ’nün istediği noktaya gelecek ve hezimete uğrayacaktır!
Banu Barlas